Gazali ve İbn Rüşd Felsefelerinde Alem ve Ezelilik

Stok Kodu:
9786255729507
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-12-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%40 indirimli
270,00
162,00
9786255729507
798306
Gazali ve İbn Rüşd Felsefelerinde Alem ve Ezelilik
Gazali ve İbn Rüşd Felsefelerinde Alem ve Ezelilik
162.00
Âlem-insan (makro ve mikro kozmos) ilişkilendirmesi, düşünce tarihinde Antik Yunan'a kadar uzanan derin bir geçmişe sahiptir. Bu ilişkinin doğal sonucu olarak, insanın âlem hakkındaki araştırmaları aynı zamanda kendini anlama çabası ve kendine yönelimidir. İnsanın varlık içindeki konumu, siyasal organizasyonun yapısı, bireyin sosyal ve bireysel yaşamını neye göre şekillendireceği, hatta ölüm sonrasına ilişkin sorular, doğrudan ya da dolaylı olarak bu konuyla ilişkilendirilmiştir. Bu derin felsefi zeminde, Gazzâlî'nin Tehâfütü'l-Felâsife eseriyle başlayıp İbn Rüşd'ün Tehâfütü't-Tehâfüt'ü ve sonrasında yazılan eserlerle tehâfüt geleneği olarak isimlendirilmeyi hak edebilecek bir tehâfütler serisi ortaya çıkmıştır. Bu tartışmalar, İslâm düşünce tarihinde ortaya çıkan en kritik tartışmaların merkezinde yer alan konulara yaklaşımda bir perspektif sunmaktadır. Nitekim filozofları eleştirmiş olmakla birlikte, felsefî yöntemin gerekliliğini fark ederek bu metodolojiyi kelam ve tasavvuf alanlarına da uygulamış olan Gazzâlî, bu disiplinlerdeki merkezi konumunu büyük ölçüde geliştirdiği bu metodolojiye borçlu olmuştur. Bu çalışma, Gazâlî ve İbn Rüşd'ün eserleri ekseninde, âlemin kıdemi sorununu mukayeseli olarak ele almaktadır. Kitap, konunun temel kavramları, düşünce tarihindeki derinliği, her iki filozofun düşüncelerini besleyen fikri arka planı ele almaktadır. Ayrıca her iki düşünürün ilgili görüşlerini karşılaştırmalı analiz ederek, Gazâlî'nin eleştirilerindeki metodolojik çelişkileri ve İbn Rüşd'ün argümanlarındaki gerilimleri ortaya koymaktadır. Kitabın kritik bulgularından biri, İbn Rüşd'ün Allah'a zamanın izafe edilemeyeceği yönündeki itirazı üzerinden, filozofların görüşlerinin ateist bir anlayışa değil, teistik bir zorunluluğa dayandığını tespit etmesidir. Çalışma, bu kadim tartışmanın metodolojik sınırlarını ve kavramsal hassasiyetlerini ortaya koyarak, alana önemli katkılar sunmaktadır. Sonuç olarak bu eser, Gazzâlî ve İbn Rüşd'ün felsefî ve kelâmî miraslarının İslâm düşünce tarihindeki yerini yeniden konumlandırarak, felsefe, kelam ve İslâm düşünce tarihi alanlarına yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Âlem-insan (makro ve mikro kozmos) ilişkilendirmesi, düşünce tarihinde Antik Yunan'a kadar uzanan derin bir geçmişe sahiptir. Bu ilişkinin doğal sonucu olarak, insanın âlem hakkındaki araştırmaları aynı zamanda kendini anlama çabası ve kendine yönelimidir. İnsanın varlık içindeki konumu, siyasal organizasyonun yapısı, bireyin sosyal ve bireysel yaşamını neye göre şekillendireceği, hatta ölüm sonrasına ilişkin sorular, doğrudan ya da dolaylı olarak bu konuyla ilişkilendirilmiştir. Bu derin felsefi zeminde, Gazzâlî'nin Tehâfütü'l-Felâsife eseriyle başlayıp İbn Rüşd'ün Tehâfütü't-Tehâfüt'ü ve sonrasında yazılan eserlerle tehâfüt geleneği olarak isimlendirilmeyi hak edebilecek bir tehâfütler serisi ortaya çıkmıştır. Bu tartışmalar, İslâm düşünce tarihinde ortaya çıkan en kritik tartışmaların merkezinde yer alan konulara yaklaşımda bir perspektif sunmaktadır. Nitekim filozofları eleştirmiş olmakla birlikte, felsefî yöntemin gerekliliğini fark ederek bu metodolojiyi kelam ve tasavvuf alanlarına da uygulamış olan Gazzâlî, bu disiplinlerdeki merkezi konumunu büyük ölçüde geliştirdiği bu metodolojiye borçlu olmuştur. Bu çalışma, Gazâlî ve İbn Rüşd'ün eserleri ekseninde, âlemin kıdemi sorununu mukayeseli olarak ele almaktadır. Kitap, konunun temel kavramları, düşünce tarihindeki derinliği, her iki filozofun düşüncelerini besleyen fikri arka planı ele almaktadır. Ayrıca her iki düşünürün ilgili görüşlerini karşılaştırmalı analiz ederek, Gazâlî'nin eleştirilerindeki metodolojik çelişkileri ve İbn Rüşd'ün argümanlarındaki gerilimleri ortaya koymaktadır. Kitabın kritik bulgularından biri, İbn Rüşd'ün Allah'a zamanın izafe edilemeyeceği yönündeki itirazı üzerinden, filozofların görüşlerinin ateist bir anlayışa değil, teistik bir zorunluluğa dayandığını tespit etmesidir. Çalışma, bu kadim tartışmanın metodolojik sınırlarını ve kavramsal hassasiyetlerini ortaya koyarak, alana önemli katkılar sunmaktadır. Sonuç olarak bu eser, Gazzâlî ve İbn Rüşd'ün felsefî ve kelâmî miraslarının İslâm düşünce tarihindeki yerini yeniden konumlandırarak, felsefe, kelam ve İslâm düşünce tarihi alanlarına yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
QNB Finansbank
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 162,00    162,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat