Kusurlu Demokrasiden Planlı Otokrasiye

İnsan, bütün bilişsel becerilerine rağmen yaşadıklarını en kolay ve çabuk unutan bir varlık. Bu nedenle yaşananların unutulmaması için maharetli ve dikkatli kalemler tarafından yazılması gerekiyor. Esat Aydın, dünyada ve Türkiye'de son yıllarda olup bitenleri, dikkatli bir tanıklık ve bir edebiyatçı titizliğiyle politik analizci maharetini birleştirerek kaleme almış. Herkesin okumaktan çok yazı yazdığı dönemde böylesi emek ürünü yazıları bir araya getirmek ve okura ulaştırmak çok kıymetli. Tezcan Durna “Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olma şansı vermiyor” demişti Ahmet Hamdi Tanpınar. Sahiden de uzunca bir zamandır çoklu bir kriz konjonktüründe yaşıyor, Türkiye'den başka bir şeyle meşgul olma şansına sahip olamıyoruz. Gündemin hızla değiştiği, hadiselerin ve sonuçlarının üzerimize boca edildiği bir ülke burası. Bu hız, hem fikirleri değersizleştiriyor hem de toplumu hafızasızlaştırıyor. İşte böyle bir dönemde fikirde ısrar da hafızayı diri tutmak da önem kazanıyor. Esat Aydın elinizdeki kitapta tam olarak bunu yapıyor; bir fikre dayanarak yazıyor ve sürekli hatırlatıyor, geçmişi bugüne çağırıp bugünü geçmişe bağlıyor. Fatih Yaşlı Türkiye, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında uluslararası kriterlere göre yarı-özgür ülke sayılıyordu. Bugün aynı kuruluşlar Türkiye'yi özgür olmayan ülke kategorisinde değerlendiriyor. Demokratik hak ve özgürlükleri korumaktan uzak bir parlamenter sistem, yerel yönetimlerin merkezi idare karşısındaki aşırı güçsüzlüğü ve bağımlı yargı, İslamcıların kurumların içini tamamen boşaltmaları ve kendi yönetme perspektiflerine göre doldurmasını kolaylaştırdı. Esat Aydın, elinizde tuttuğunuz bu kitapta, yetkin kalemi ve derinlikli analizleri ile bu dönüşümün izini sürüyor. Kemal Göktaş