Uçta Savaşanlar

Stok Kodu:
9786259560663
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
436
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-10-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
430,00
Havale/EFT ile: 412,80
9786259560663
786272
Uçta Savaşanlar
Uçta Savaşanlar
430.00
Günlerden, 12 Mart 1920 Perşembe günüydü. Hakkı Bey, akşamüstü çeteden bir grup arkadaşıyla birlikte Baslıka'da Hacı Hamza'nın yarenliğinde oturuyordu. Yanlarına bir köylü gelir, Antakya'dan gönderildiğini söyleyerek elindeki zarfı uzatır. Hakkı Bey, zarfı açar, içinden çıkan kâğıda sessizce göz gezdirmeye başlar ve okuyup bitirir. O anda birden gözlerinden yaş boşanır. Herkes şaşırır; hep ağırbaşlı, soğukkanlı, dimdik bir insan olarak gördükleri bu adamın böyle sulu sepken ağlayışı, arkadaşlarını meraklandırır. Aynı anda sorular dökülür: “Hayırdır Hakkı Bey, ne var?” “Seni böyle üzen haber nedir?” Mektup, Eylül ayından beri küçük torunuyla beraber Antakya'da hapishanede tutulan anası Sultan Hanım'dan geliyordu. Hakkı Bey, içlerinden birine uzatır. Yüksek sesle okunan mektubu hep birlikte dinlerler. Kağıdın altına mühür yerine basılmış, beş parmağı da çok güzel çıkmış el izi, küçük Abdurrahman'ındır. Herkes sarsılmıştır; çeneler kitlenir, sıkılan yumruklar dizlere vurulur, içlerinden bazıları sessizce ağlamaya başlar. Hakkı Bey, kendini toplar, her zamanki vakur duruşuna bürünür, ateş fışkıran gözlerle arkadaşlarına bakar. Sözlerin üstüne basa basa konuşur: “Arkadaşlar, mektubu dinlediniz. Ben, hemen Antakya'ya inip hapishaneyi basacağım! Ya anamla çocuğumu kurtaracağım ya da orada vurulup şehit olacağım! Sizler, benim fedakâr, kara gün arkadaşlarımsınız. Ne dersiniz?” Anında bir ses yükselir: “Senin anan bizim anamız, senin yavrun bizim yavrumuz. Biz de seninle geliyoruz!..” Bir arkadaş daha kükrer: “Hakkı Bey, Fransız'a baskın yapılacaksa hep birlikte basacağız. Bu, ölüme atılmaksa hep birlikte öleceğiz!” Bir anda heyecan doruğa çıkar. “Evet, hep birlikte!” sesleri yükselir. Herkes coşmuş, “Gidelim, basalım!” diye kükremektedir.
Günlerden, 12 Mart 1920 Perşembe günüydü. Hakkı Bey, akşamüstü çeteden bir grup arkadaşıyla birlikte Baslıka'da Hacı Hamza'nın yarenliğinde oturuyordu. Yanlarına bir köylü gelir, Antakya'dan gönderildiğini söyleyerek elindeki zarfı uzatır. Hakkı Bey, zarfı açar, içinden çıkan kâğıda sessizce göz gezdirmeye başlar ve okuyup bitirir. O anda birden gözlerinden yaş boşanır. Herkes şaşırır; hep ağırbaşlı, soğukkanlı, dimdik bir insan olarak gördükleri bu adamın böyle sulu sepken ağlayışı, arkadaşlarını meraklandırır. Aynı anda sorular dökülür: “Hayırdır Hakkı Bey, ne var?” “Seni böyle üzen haber nedir?” Mektup, Eylül ayından beri küçük torunuyla beraber Antakya'da hapishanede tutulan anası Sultan Hanım'dan geliyordu. Hakkı Bey, içlerinden birine uzatır. Yüksek sesle okunan mektubu hep birlikte dinlerler. Kağıdın altına mühür yerine basılmış, beş parmağı da çok güzel çıkmış el izi, küçük Abdurrahman'ındır. Herkes sarsılmıştır; çeneler kitlenir, sıkılan yumruklar dizlere vurulur, içlerinden bazıları sessizce ağlamaya başlar. Hakkı Bey, kendini toplar, her zamanki vakur duruşuna bürünür, ateş fışkıran gözlerle arkadaşlarına bakar. Sözlerin üstüne basa basa konuşur: “Arkadaşlar, mektubu dinlediniz. Ben, hemen Antakya'ya inip hapishaneyi basacağım! Ya anamla çocuğumu kurtaracağım ya da orada vurulup şehit olacağım! Sizler, benim fedakâr, kara gün arkadaşlarımsınız. Ne dersiniz?” Anında bir ses yükselir: “Senin anan bizim anamız, senin yavrun bizim yavrumuz. Biz de seninle geliyoruz!..” Bir arkadaş daha kükrer: “Hakkı Bey, Fransız'a baskın yapılacaksa hep birlikte basacağız. Bu, ölüme atılmaksa hep birlikte öleceğiz!” Bir anda heyecan doruğa çıkar. “Evet, hep birlikte!” sesleri yükselir. Herkes coşmuş, “Gidelim, basalım!” diye kükremektedir.
QNB Finansbank
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 430,00    430,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat