Kürtlerde Şafiilik, Kadirilik, Nakşibendiliğin Gelişimi ve Nakşibendi Önderlikli Milliyetçi Kürt İsyanları

Stok Kodu:
9786256271401
Boyut:
130-195-
Sayfa Sayısı:
304
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-11-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
350,00
Havale/EFT ile: 336,00
9786256271401
790798
Kürtlerde Şafiilik, Kadirilik, Nakşibendiliğin Gelişimi ve Nakşibendi Önderlikli Milliyetçi Kürt İsyanları
Kürtlerde Şafiilik, Kadirilik, Nakşibendiliğin Gelişimi ve Nakşibendi Önderlikli Milliyetçi Kürt İsyanları
350.00
Kürtlerin İslamiyet'le ilişkisi modern Kürt entelek- tüelliğinin temel tartışma konularının başında gelir. Modern entelektüelliğin dini reddi koşulladığı, edilgen çiğ yaklaşımları bir tarafa koyarsak aslında bu sosyolojinin tarihi ile de yaşıt bir tartışmadır. İlk sosyologlardan Emile Durkheim, dinin toplumsal bir yapıştırıcı işlevi gördüğünü söyler. Robert Merton dar ölçekte Durkheim'i olumlarken dinin geniş ölçekte toplumları çatıştırdığını, bu çatışmanın dış gruplara karşı olduğunu bunun da iç grup dayanışmasını, grup bilincini arttırdığını söyler çünkü “biz” duygusu mutlak bir “onlar” yaratır. Kendi inanç gruplarının dışındaki herkesi karşısına alması /koyması gibi. Bu nokta ise dinin ahlaki ve ibadet boyutlarının aşılıp siyasal yorumunun geliştirilmeye başladığı noktadır aynı zamanda. Eğer mensup olunan inanç evrensellik iddiasında ise onu tikelleştirerek yoluna devam eder, ki bu da mezhebe tarikatlara karşılık gelir. Buna İrlanda Katolikliği Suudi Vahabiliği, Libya, Sudan Senusiliği, İran Şii ve Safeviliği örnekleri verilebilir. Zaten neredeyse hiçbir din çıktığı yer ve zamanki orijinalliğini zamana ve mekana rağmen koruyamamış ve aktaramamıştır. Buna toplumların kendini koruma refleksi de denilebilir. Ve bu tür refleksleri zayıf toplumların hızla entegre olup eridiklerine tarihte sıkça rastlanmıştır.
Kürtlerin İslamiyet'le ilişkisi modern Kürt entelek- tüelliğinin temel tartışma konularının başında gelir. Modern entelektüelliğin dini reddi koşulladığı, edilgen çiğ yaklaşımları bir tarafa koyarsak aslında bu sosyolojinin tarihi ile de yaşıt bir tartışmadır. İlk sosyologlardan Emile Durkheim, dinin toplumsal bir yapıştırıcı işlevi gördüğünü söyler. Robert Merton dar ölçekte Durkheim'i olumlarken dinin geniş ölçekte toplumları çatıştırdığını, bu çatışmanın dış gruplara karşı olduğunu bunun da iç grup dayanışmasını, grup bilincini arttırdığını söyler çünkü “biz” duygusu mutlak bir “onlar” yaratır. Kendi inanç gruplarının dışındaki herkesi karşısına alması /koyması gibi. Bu nokta ise dinin ahlaki ve ibadet boyutlarının aşılıp siyasal yorumunun geliştirilmeye başladığı noktadır aynı zamanda. Eğer mensup olunan inanç evrensellik iddiasında ise onu tikelleştirerek yoluna devam eder, ki bu da mezhebe tarikatlara karşılık gelir. Buna İrlanda Katolikliği Suudi Vahabiliği, Libya, Sudan Senusiliği, İran Şii ve Safeviliği örnekleri verilebilir. Zaten neredeyse hiçbir din çıktığı yer ve zamanki orijinalliğini zamana ve mekana rağmen koruyamamış ve aktaramamıştır. Buna toplumların kendini koruma refleksi de denilebilir. Ve bu tür refleksleri zayıf toplumların hızla entegre olup eridiklerine tarihte sıkça rastlanmıştır.
QNB Finansbank
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 350,00    350,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat