9786255665096
776259
https://www.sehadetkitap.com/urun/saman-ey-turk-titre-ve-ozune-don
Şaman;Ey Türk Titre ve Özüne Dön
203.00
Kızıl diliyle kara yüzümü yalayan rüzgârlar gönderen ruh, altın yapraklı yetmiş kayın
ağacının bulunduğu ulu ormanda çıplak ayaklarıyla yürüyen ruh, on yedi ırmağın birleştiği
yerden ruhuma akan ruh, on bin çadır direğinin kutlu ağacı, yüz bin kayın okunun demir
temreni, üç ayaklı sacların kutlu ocağı, yeşil çayırlı bozkırların can suyu, akça saçlı anaların
gönlündeki merhamet, kızılca sakallı kocaların aklındaki kuvvet, gözü karaca beylerin
bileklerindeki yenilmezlik… Eğri bulutlar senin eteğin olsun. Çatal bulutlar senin ayakların
olsun. Karaçalıdan yapılmış kamçın çoban yıldızına değin uzansın. Gökyüzünde gök
bulutlar, ak yerde ak topraklar senin evin olsun. Dokuz çatallı dokuz kıl köprü üzerinde
yürüyen ruh, kamlar evinin kapısı açılsın. Ben senin kurumuş ağzını saçılarla ıslatmaya
geldim. Yabani at gibi bana gel ve bana yolumu göster. Bana yapacağımı öğret. Orağa
benzeyen hilal değişsin. Eski yıl gitsin, yeni yıl gelsin.
O ki gözlerime güç verdi, bakışlarımı gündüz gibi aydınlattı ve bana aranılanı gösterdi.
Geçmişin ve geleceğin sırrını bu taşa yazdım. Ona sahip olan dünyaya hükmeder. Onun için
kavga etmeyin. Ele geçirmek için kaygılanmayın. Çünkü bu Gök Tengri'nin adaletine uygun
olacak. Taş, elden ele dolaşacak ve insanlar kendi rızalarıyla taşı bir başkasına verecek ve taş
en sonunda yeni başlayan çağın sahibine geri dönecek. Böylece birinci çağın sahibi Oğuz
Kağan, ikinci çağın sahibi ben Kür Han ve üçüncü çağın ortaya çıkacak olan sahibi bir araya
gelip üçler toplantısını yapacağız. Zaman çarkının yarıklarındaki pasları temizlemek ve
döngüyü devam ettirmek için her şeyi unutmak zorundayız. Bittiğinde her şey gece görülen
rüyalardan farksız olacak. Şimdilik zaman, ikinci çağın sonunu gösteriyor ve zamanın
yarıkları yeni bir çağa gebe.
“Ey Türk titre ve özüne dön!”
Kızıl diliyle kara yüzümü yalayan rüzgârlar gönderen ruh, altın yapraklı yetmiş kayın
ağacının bulunduğu ulu ormanda çıplak ayaklarıyla yürüyen ruh, on yedi ırmağın birleştiği
yerden ruhuma akan ruh, on bin çadır direğinin kutlu ağacı, yüz bin kayın okunun demir
temreni, üç ayaklı sacların kutlu ocağı, yeşil çayırlı bozkırların can suyu, akça saçlı anaların
gönlündeki merhamet, kızılca sakallı kocaların aklındaki kuvvet, gözü karaca beylerin
bileklerindeki yenilmezlik… Eğri bulutlar senin eteğin olsun. Çatal bulutlar senin ayakların
olsun. Karaçalıdan yapılmış kamçın çoban yıldızına değin uzansın. Gökyüzünde gök
bulutlar, ak yerde ak topraklar senin evin olsun. Dokuz çatallı dokuz kıl köprü üzerinde
yürüyen ruh, kamlar evinin kapısı açılsın. Ben senin kurumuş ağzını saçılarla ıslatmaya
geldim. Yabani at gibi bana gel ve bana yolumu göster. Bana yapacağımı öğret. Orağa
benzeyen hilal değişsin. Eski yıl gitsin, yeni yıl gelsin.
O ki gözlerime güç verdi, bakışlarımı gündüz gibi aydınlattı ve bana aranılanı gösterdi.
Geçmişin ve geleceğin sırrını bu taşa yazdım. Ona sahip olan dünyaya hükmeder. Onun için
kavga etmeyin. Ele geçirmek için kaygılanmayın. Çünkü bu Gök Tengri'nin adaletine uygun
olacak. Taş, elden ele dolaşacak ve insanlar kendi rızalarıyla taşı bir başkasına verecek ve taş
en sonunda yeni başlayan çağın sahibine geri dönecek. Böylece birinci çağın sahibi Oğuz
Kağan, ikinci çağın sahibi ben Kür Han ve üçüncü çağın ortaya çıkacak olan sahibi bir araya
gelip üçler toplantısını yapacağız. Zaman çarkının yarıklarındaki pasları temizlemek ve
döngüyü devam ettirmek için her şeyi unutmak zorundayız. Bittiğinde her şey gece görülen
rüyalardan farksız olacak. Şimdilik zaman, ikinci çağın sonunu gösteriyor ve zamanın
yarıkları yeni bir çağa gebe.
“Ey Türk titre ve özüne dön!”
QNB Finansbank
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 203,00 | 203,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.