Zerya

Ksenophon'un Anabasis (Onbinler'in Dönüşü), Pers Prensi Kyros'un tahtı ele geçirmek için çıktığı seferde yer alan ve Kyros'un ölümünün ardından vatanlarına dönmeye çalışan 10.000 askerin zorlu dönüş yolculuğunu anlatır. Eser, yalnızca bir askeri macera hikâyesi değil, aynı zamanda liderlik, dayanıklılık ve strateji üzerine bir başyapıt olarak kabul edilir. Anabasis, Ksenophon'un hem tanık hem de lider olarak kaleme aldığı gerçek bir olaydır ve Batı edebiyatının en etkileyici ilk elden savaş anlatılarından biridir. Ksenophon'un anlatısına göre ordu bir yıl boyunca Med ve Karduk bölgesini geçerek Trabzon, Sinop, İstanbul'dan Atina'ya varmaya çalışmıştır. Dönüş yolunda en fazla direncin Karduk bölgesini geçerken yaşandığı Anabasis'te belirtilmektedir. Kitaptaki hikâye kayıp ordunun bugünkü Van ve Erzurum toprakları üzerinde bulunan Kardukya'dan geçerken Zerya isimli Amazon savaşçının kardeşi Pelda'yı esir almaları ile başlar. Zerya ile sevdiği Maritu'nun esir kızı kurtarmak üzere kâh ordunun arkasından kâh önüne geçerek İstanbul'a kadar geliş serüvenidir. İki gencin sevdalarını, bir halkın yaşamını, inançlarını, tarihteki ilk semavi (tek tanrılı) din olarak kabul edilen Zerdüştlüğü ve kutsal kitapları Avesta ile diğer inançlarla mücadelelerini ve bir coğrafyadaki kültürel yaşantı ve inançları anlatır. Roman Zerya'nın Maritu ile birlikte kardeşi Peldayı kurtarmasıyla sonlanıp ikinci kitaba yani “dönüşe” ilişkin yeni serüvene kapı aralayarak sonlanmaktadır…